ÇEŞME’DE HAYATTA KALMA KILAVUZU
Sene 2004… Sole Mare’de ‘Sana kırmızı çok yakışıyorrr’ sözlerinin yankılandığı, kumrunun 6 lira olduğu ve Alaçatı’nın sadece tek bir sokaktan oluştuğu senelerdeyiz. Hacımemiş hala dutluk, gece hayatının nabzı Aya Yorgi’de atıyor ve henüz gidebileceğiniz en pahalı restoran Tuval.
Bir İzmirli olarak Çeşme’nin eski haliyle ilgili nostalji yapabileceğim bir çok şey var. Geçtiğimiz son 14 sene de yazlık belde kalkınmasından belki de en çok nasibini alan Çeşme, şu an hem fiyat hem de yaşam açısından Mykonos ve St. Tropez’yi aratmıyor. Çoğu İstanbullu’nun Alaçatı’yı merkez sanması (İzmirliler olarak cehaletlerine veriyoruz) ve fiyatların sürekli artmasında ciddi bir rol oynamaları bir kenara, Alaçatı’nın (Çeşme’nin) muhteşem evrimi (köy içinde açılan Migros Jet’leri saymazsak) her yaz yerel halk için iyi bir gelir kaynağı haline geliyor. Sevgili yazlığımda 3. haftamı tamamlarken Çeşme’ye gelecek misafirler için küçük bir hayatta (ayakta) kalma kılavuzu hazırlamak istedim. Başlayalım mı?
YATAK
Özellikle sezon ortası yer bulma problemiyle karşılaşmaya hazır olun.
Eğer hafta sonu ve Alaçatı içindeki tatlı otellerden birinde kalmak istiyorsanız çok önceden rezervasyon yapmakta fayda var. Bu otellerde tabii ki 5 yıldız lüksü beklemiyoruz fakat genelde hepsi hem sevimli hem de tertemiz oluyor. Maalesef fiyat ve büyüklükleri birbirine ters orantılı da olsa, illaki Hacımemiş isterim diyorsanız klima ve küçük bir oda sizi bekliyor…
Bunun dışında Çeşme’nin çok büyük olmadığı göz önünde bulundurarak nacizane fikrim Ilıca ve çevresindeki otellere de göz atmanız. Daha sakin olan bu oteller fiyat olarakta size happy hour’da içilebilecek iki üç kokteyl daha kazandıracak.
DENİZ
Gelelim tatilin en can alıcı noktasına…
Tabii ki o kadar yol yapıp gelmişken bir beach club bir happy hour görmeden dönmemek lazım. Aynı otel seçiminde olduğu gibi rezervasyonun erken ve şart olduğu beach club’lar garip bir şekilde rezervasyonunuz dahi olsa sizi geri çevirebilirler. Üzülmeyin sıkılmayın. Hepimizin başına gelebilir. Diyelim ki bir şekilde girdiniz (bu noktada içerde çalışan birilerini tanımanızı tavsiye ediyorum) şezlong savaşlarına hazırlıklı olun. Gittiğiniz plaja göre öğlen yemeğine niyetlenmeye başladığınızda plajın restoranına gidip rezervasyon yaptırın. Happy Hour için mutlaka ve mutlaka bir stand bulun. Aslında farkedeceğiniz üzere Çeşme’de gündüz programının kilit kelimesi REZERVASYON ve anahtarı ise TANIDIK ( ya da PARTYMAG 🙂 ) Bu bilgiyi aklınızdan çıkarmayın! Hadi şimdi denize!
YEMEK
Benim için Çeşme denince aklıma ilk gelen şey yemek oluyor. Neresinden başlayacağımı bilememekle beraber, harf sırasıyla; anne yemeği, balık, dondurma, dürüm, kumru, mısır, midye, pide, söğüş…
Seneler geçtikçe fazlaşan restoranlar bu sene son olarak Çeşme’de sushi’yi de mi görecektik dedirtti bana. Fakat mutlaka bir akşamınızı yemeğe ayırmak istiyorsanız tavsiyem Alaçatı içindeki İzmirliler tarafından işletilen ve şubeleri olmayan yerleri tercih etmeniz. İzmir sıcaklığında bir servis alacağınız bu restoranlardan Ortaya restoran benim favorim. Dut ağacı altında saatlerce muhabbet edebileceğiniz ve kısa zamanda masaların birleştiğini göreceğiniz mekan Ege mutfağından güzel füzyonlar sunuyor.
Peki ya benim sıralamamdaki Çeşme’yi Çeşme yapan lezzetler?… Bir kere Happy Hour’a kalmaya niyetiniz varsa o akşam için bir restorana rezervasyon yaptırmayın. Gün batımında içilen kokteyllere ve çakırkeyfe en güzel gelecek şey pideciye gitmek olacaktır. Sabah kahvaltı olarak ya da sabaha karşı parti çıkışı açlığına kumru, öğlen saati plajda atıştırmalık olarak ise mısır ve midye yemeden dönmeyin.
GECELER
En son olarak tabii ki yaz geceleriyle ilgili de birkaç maruzatım olacak.
Sole Mare günlerinden bu yana opsiyonların delicesine arttığı Çeşme’de herkesi mutlu edebilecek bir mekan bulunuyor. Türkçe’sinden diskosuna, elektronikten canlı müziğe sabah saat 9’a kadar bile kalabileceğiniz yerler mevcut. (Biz ergenken Riders vardı, bilen bilir J) Happy Hour’a katılınan günlerde bence en iyisi fazla zorlamamak ama zaten iki gün geldim diyorsanız pide üstü uyku üstü geç başlayan bir parti iyi fikir olabilir.
Gece zıplayalım ama çokta coşmayalım derseniz Alaçatı köy içinde onlarca bar var. Gece saat 2 sularında müzik kısılıyor fakat hevesinizi almış oluyorsunuz. Bu işletmelerin bir çoğu restorandan dönüştüğü için gece 11’den sonra gitmek daha mantıklı. Daha da marjinal birşey yapıp sakin takılmak istiyorsanız ise bir zamanlar çok meşhur olan Yıldızburnu bence hala muhteşem. Özellikle Pecos’ta dinleyeceğiniz old rock müzikler gün içinde çektiğiniz rezervasyon ve şezlong savaşlarını size unutturacak türden…
Biletlerinizi aldıysanız güzel yaz beldesi Çeşme’ye bekliyorum!
